365 Gün önce bir Rüzgar esti hayatımıza...

Nasıl anlatsam ? Nerden başlasam bilemedim... Bundan tam bir sene önce geldin dünyaya... Şimdi o günü hatırlamaya çalışıyorum da, bir yandan hemen geçmiş gibi, bir yandan da sanki üzerinden çok uzun zaman geçmiş geliyor, enteresan..


20 Ocak 2011 Sabah saat 05:00 civarında kalkmıştık, hoş çok da uyuyabildiğim söylenemez o saate kadar ya neyse. 06:30 gibi hastaneye varmıştık (doğum çeşitli nedenlerden dolayı sezeryan olmak durumunda kaldığından biraz saati planlı idi).

Hastaneye vardığımızda enteresan duygular vardı içimde, şimdi hatırladığım ellerimin buz gibi olduğu, çok heyecanlı, bir yandan merak içinde olduğum ve bir yandan da korktuğum açık ve netti. Kan göremeyen ben, sezeryan olacaktım, keseceklerdi beni diye korkuyordum :D O anda beni ayakta tutan ailemin, eşimin desteğini devamlı hissediyor olmamdı ve tabii ki hastane personelinin gayet güler yüzlü ve anlayışlı olmalarıydı bana karşı. 

Tüm hazırlıklarım yapıldı. Bu sırada odamız süslenmeye başladı o an birazcık olsun kafamın dağılmasını sağladı. Tam bu sırada hasta bakıcı elinde giyeceğim önlükle gelip, içeridekileri dışarı alıncaya dek. Beni yeniden korku ama bi yandan hadi bir an önce olsun bitsin de sen neye benziyorsun soruları kafamdan silinsin istiyordum. Giyindim, lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım ki oda da beni sedye bekliyordu ! Aman allahım !!!
 
Ve işte çıkıyorduk yola... O andaki duygularım çok çok karışık, dile bile getiremiyorum. aynı anda milyon tane şey geçiyordu aklımdan, evdeyken de düşündüğüm tek an zaten hastane odasından amelyathaneye gidene kadar ki zaman benim için zor olacak diyordum. Oldu da... Ama ne zaman ki amelyathaneye girdim bir anda bütün kimyam değişti resmen. Yüzüm gülüyordu. Çünkü öyle bir ekip vardı ki amelyathane değil de sanki stand up programına gelmiştim. Tüm ekip öyle neşeli, öyle güler yüzlüydüler ki içim rahatlamıştı... Anestezi uzmanı yanıma gelip "Şimdi seni 1 saat uyutucam, bu uykuyu sonra arayacaksın. O yüzden kıymetini bil :) " dedi. Bebek hemşiresi yanıma gelip elini alnıma koydu "haydi bakalım biraz uyuyalım şimdi" dedi ve bende geri yok, film koptu...

07:30 itibari ile ben uyuduğumda 07:40'ta 50 cm boyunda, 3.204 kg'lık yepyeni bir hayat başladı. Doktorumun anlattığına göre bayağı gür bir sesle hem de ! :)  http://www.sifabebekleri.com/thebaby/{21672A22-D444-4D60-964B-EE813D4DAAD8} işte bu linkten ilk halinin resmini görebilirsiniz :)

Kendime geldiğimde yine doktorumun söylediğine göre, sanırım bir milyon kere sağlıklı olup olmadığını ve boyunun kaç cm ve kilonun ne olduğunu sormuşum. Odaya geldiğimde ise, bebek hemşireleri ile beraber Rüzgar'cık girdi kapıdan... Hani derler ya o anda şimşekler çakar, ahh anneyim ben, aşık oldum bebeğime durumu olur falan diye... Böyle durum yaşamadım başta, hatta çok da üzüldüm hani öyle bir anda bi duygu gelecekti neden gelmedi dedim kendime... Ama seni kucağıma verdiklerinde gözlerini açıp gülümsedin bana, resmen gülümsedin :) ! O an dedim tamam işte budur iyi ki doğurmuşum seni dedim :) Başladık emzirme çalışmalarına şansıma doğumun sezeryan olmasına rağmen süt gelmemesi sorunumuz olmadı. Sadece biraz minik olduğundan memeyi kavrama sorunları yaşadık o da zamanla geçti gitti..

İki gün sonunda hastaneden çıktık, eve geldik, evine geldin... İşte o andan itibaren uykusuz, gazlı, bol kakalı günler, geceler başladı. Şimdi düşünce işte bugünleri gerçekten pek de hatırlamıyorum aslında ve gülümseyerek anıyorum. O dönemde  kadar miniktin ki, bazen diyorum ki o boylarında olsa keşke diye, şimdi 11 kiloluk tosuncuk oldun :) 
Derken, günler, geceler, aylar geçti... Gerçekten de geçti gitti, aklımda ufak ufak kareler kaldı, allahtan 12727636364 adet resmin var doğduğun günden bugüne ki hatırlıyorum birçok günü onlar sayesinde. 

Ve geldin hayatının 365. gününe, 52. haftana, 12. ayına, 1 yaşına ! İyi ki doğmuşsun iyi ki doğurmuşum seni. Bu bir senede bizi çok mutlu ettin, senle beraber yeniden çocuk olduk, oyunlar oynadık, şarkılar söyledik, cee - eee'ler yaptık, dil çıkardık. Senle beraber küçüldük, şimdi senle beraber büyümeye devam etme zamanı ! Ben, baban, anneannen, babaannen, dedelerin, dayın, halan, kuzenin seni çok ama çok seviyorlar bunu sakın unutma... Nice sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı yıllarımızın hepberaber ve coşkulu geçmesi dileğiyle....

İçimden geldi yazısı...

Aslında bu yazıyı yazarken pek de oturup üzerinde düşünüp, tasarlamadım. Bugün içimden geldiği gibi ne şekilde akarsa kelimeler o şekilde olacak...
Aynı eskiden olduğu gibi nerdeyse hergün birbirimize yazdığımız mektuplar gibi... Evet bu yazıyı sadece en yakın dostuma, yeri geldiğinde kardeşim, ablam olmasına, en büyük yardımcıma adıyorum...

Yorucu bir gecenin ve ertesinde sancılı bir öğlenin ama sonrasında renkgarenk, cıvıl birgünün sonuna gelmiş, eve varmış bulunuyorum. Dün gece sen sancılarla cebelleşirken, ben hangi ara bu duruma geldiğimizi düşündüm. Daha dün ortaokulda tesadüf eseri ikimizin de birktirdiği anahtarlık koleksiyonu sayesinde tanışmış aslında o dönemde birbirimizle bu konu dışında pek fazla paylaşımımız olmamıştı. Sonra lisede bir baktık ki yine aynı okuldayız derken, aynı sınıf, aynı sıra, hatta yeri geldiğinde aynı evleri paylaşır olmuşuz. Bugün ise bakıyorum ki kardeşliğin, dostluğun, arkadaşlığın yanında bir de annelik rollerimizi paylaşır olmuşuz...


Sene 19/03/2008.... Ege'cik dünya'ya geldi... İşte o dönemde sen gözümde bir anda bambaşka bir role bürünüverdin. Ben o zamanlar evli değil, çocuksuz, sorumsuz iken, sen bir anda büyüdün, üstüne üstlük anne oldun. Sana olan güvenim, saygım bir kat daha artmış oldu. Ama o zaman annelik nedir bilmediğimden Ege benim için şirin ötesi, tam mıncırmalık, sevmelik bir bebekti.



Bugün 17/01/2012... Ve bugün bir minik prenses getirdin dünyaya, Deren adın da... Mis kokulu, pembişler içerisinde. Bu durum da biraz yabancıydı bize iyi ki Derenimo katıldı aramıza renk kattı... Tüm kankiler hepimizin çocukları erkek iken araya bir çiçek katmış oldun :)
Bu günün tek farkı duruma bakış açımın biraz daha değişmiş olması, belki benim de bebeğimin olmasından dolayı biraz daha duygusal olarak yaşadığım anlar olması idi... Tabii ki senin çektiğin sancıların onda birini yaşamadım ama manen emin ol aynı telaşı bende bizzat yanında yaşadım bugün. Umarım az da olsa sana destek olabilmiş, azıcık da olsa güç verebilmişimdir. Hoş... Sen gücünü koskoca 5 saat suni sancıyı yaşayarak ve sonun kadar pes etmeden doğumunu yaparak kanıtlamış oldun, bundan sonrası senin için çocuk oyuncağı olacaktır eminim...



Ve bugün artık kocaman bir aile oldunuz, dört kişilik... Hayatınız da böyle dört dörtlük olsun hep canım arkadaşım benim... İyi ki varsın, iyi ki yanımdasın... Şimdi bunlar nerden çıktı dersen... İçimden geldi yazısı olsun bu da sana :) Pembiş yanaklarından öperim, tabii ki Derenimo'yu da öper koklar, Ege'yi de öper ve mıncıklarım :P

Seni çoooook seven, kardeşin, dostun.... :)



Arama

 
Çaylak Anne Copyright © 2011 | Tema diseñado por: compartidisimo | Con la tecnología de: Blogger